İngilizce Hazırlık Okumak| Ankara Üniversitesi

Yeniden merhabalar. Tekrar kaybolduğumun farkındayım ve bunun sebebi kesinlikle benim plansız bir insan olmam fakat artık bunu değiştirmeye çalışıyorum. 

Bildiğiniz üzere bu sene üniversiteye başladım ve şu an hazırlık okuyorum. Hem aklınızda fikir oluşması için hem de Ankara Üniversitesi'nde bu işler nasıl yürüyor öğrenebilmeniz için bu yazıyı yazmaya karar verdim.  



Öncelikle Eylül ayında 2 aşamadan oluşan Seviye Belirleme ve Yeterlilik Sınavı'na giriyorsunuz. 


1. Aşama : Seviye Belirleme: 

İlk aşama yazılı sınav olan seviye belirleme. Bu sınava bütün öğrenciler girmek zorunda. Girmeyen öğrenciler en alt kurdan (A1 seviyesinden) başlıyor. İlk aşamada belirli bir puan ve üzerini aldığınızda ikinci aşamaya girmeye hak kazanıyorsunuz.

Oral Exam: 

1. aşamayı geçen öğrenciler  ilk olarak konuşma sınavına tabi tutuluyor. İki öğretmenden oluşan sınıfa girip rastgele bir kağıt seçiyorsunuz. Bu kağıtta konu başlığı ve o konuyla ilgili sorular bulunuyor. 1 dakikalık hazırlık sürecinden sonra konuşmaya başlıyorsunuz. Öğretmenler de soru soruyor, sizlerle konuşuyorlar tabi ki :D

2. Aşama Yeterlilik Sınavı: 

Bu sınava daha çok hazırlık atlamayı düşünen öğrenciler giriyor. Girmek için herhangi bir zorunluluğunuz yok. İlk aşama gibi yazılı olarak gerçekleşiyor.


Şimdi sınavları olduk,  bitti. Bundan sonra okulda bulunan 4 kurdan birine yerleştiriliyorsunuz. 


  • L1 (A1)
  • L2 (A2)
  • L3 (B1)
  • L4 (B1) 
L1 seviyesinde gerçekten en temelden başlanıyor. Alfabe, sayılar vs. Her kur için bir kitap varken L3 ve L4 kuru aynı kitaptan işleniyor. İlk 6 ünite L3, son 6 ünite L4 kurunda işleniyor. Ben bu sene L3 kurundan başladım. Ve geçtiğimiz günlerde sınavı geçerek L4 kuruna atladım :D

Peki kurların içeriği nasıl işleniyor, sınavlar nasıl?



Dersleri kitaplardan işlediğiniz gibi haftalık handout adı verilen ek çalışma kağıtları çıkıyor. Ayrıca birçok powerpoint sunumu ve videolar üzerinden anlamanız kolaylaştırılıyor. 

Ben üst kurlardan birinde başladığım için bizde konuşma ağırlıklıydı. Derste konular hakkında konuşmayı geçtim, oral exam benzeri ayrıca konuşma derslerimiz oluyordu. Ayrıca Amerikalı bir hocamız vardı. Haftada bir gün gelip bizlerle konuşuyordu, ipuçları veriyordu vs. Ayrıyeten deneme ve makale yazmayı öğreniyorsunuz.  

Bir kuru okuma süreniz 2 ay. Bu 2 ayın sonunda kur atlama sınavı var (yazılı+sözlü). Bu kadar kolay mı? Tabi ki hayır. Kur atlama sınavına girebilmek için onun öncesinde gerçekleşen 3 sınavdan +60 ortalama yapmanız gerekiyor. Bunlar:


  1. Achievement 1: Kur içerisinde gördüğünüz konulardan sorumlu olduğunuz yazılı sınav. Listening, writing, use of English, reading partlarından oluşuyor. Bu sınavda deneme yazmak yerine boşluk dolduruyorsunuz. 
  2. Mini Oral Exam: Konuşma sınavına sizi hazırlamak amacıyla yapılan bir sözlü sınav. İlk oral exam ile aynı şekilde ilerliyor.
  3. Achievement 2: Kur içerisindeki son sınav. Bütün konulardan sorumlu olduğunuz ve ayrıca deneme yazdığınız ikinci yazılı sınav. 

Bütün bu sınavlardan belli oranlarda puanlarınız alınıyor ve 60+ puana denk geliyorsa kur atlama (Gateway) sınavına girebiliyorsunuz. 

Gateway yine iki aşamadan ve iki günden oluşuyor. İlk gün oral exam, ikinci gün yazılı sınav. 

Ah unutmadan kur içerisinde 5 gün boyunca toplamda 23 saat dersiniz oluyor. Bir kurda 28 saatlik devamsızlık yapma hakkınız var. 29 olduğu anda kur tekrarına kalıyorsunuz. L4 dışında diğer kurlarda 1 kere tekrar okuyorsunuz. Eğer yine kaldıysanız online eğitime geçip internet üzerinden derslere giriyorsunuz. 

Bunların dışında o haftanın sunumlarına, ders bilgilerine, önceki senelerin slaytlarına ulaşabileceğiniz bir site ve giriş hakkı veriliyor. Benim çok işime yaramıştı :D 

Şimdilik aklıma gelen şeyler bunlar. Fazlasıyla eğlendiğim bir 2 ay geçirdim. Umarım L4'de aynı şekilde olur. Kendinize iyi bakın :) 

Üniversite, Topluluklar vs.| Nerelerdeyim?

Herkese merhabalar :)
Yazı yayınlayamalı birkaç hafta oluyor. Bunun için sizlerden özür dilerim. Sebeplerimi açıklamam gerekirse tek bir nedenim var: üniversite.

Çoğu üniversitenin aksine erkenden başlayan biricik üniversitem liselerin açıldığı haftaya uyum programı koymuş. Diğer okullarda nasıl olduğunu bilmesem de bizim okulda okuduğun yıllar içerisinde Uyum101 denen dersi vermiş olmanız gerekiyor. Programa katılmamanız durumunda mezun olamıyorsunuz. 

Tandoğan Yerleşkesi'nin yıllar öncesinden fotoğrafı.
Hazırlıkta olmanın verdiği heyecan ile diğer senelerde zorluk çıkarmasın, okulu göreyim, insanları tanıyayım gibi sebeplerle bu sene aldım dersi. Bileniniz vardır Ankara Üniversitesi'nin birden çok yerleşkesi var. İki tanesinde geçirdiğim günlerin ardından söylemeliyim ki Tandoğan kampüsü bir harika! Taştan binaları görünce çocukken dizilerde gördüğüm üniversite hayatına geçtiğimi fark ettim :D 3 gün süren uyum programının 2 gününde Tandoğan'daydım ve hemencecik alıştım. 

Uyum programı içerisinde okulu tanımak dışında bir de üst sınıflarım ile tanıştım. Giderken tereddüt ediyordum fakat öylesine cana yakınlardı ki aramızda olan minimum 2-3 yaş farkı hissedilmedi bile. Eh bölümdeki arkadaşlarımda öyleydi. Benim şansım sanırım :) 

Bölümüm ne kadar Tandoğan Yerleşkesi'nde olsa da ilk sene hazırlık öğrencisi olduğum için Yabancı Diller'in olduğu Gölbaşı Yerleşkesi'nde geçiriyorum günlerimi. Giderken ağlayarak gitmiştim. Bunun ise iki sebebi var: uzak olması ve kampüse dair internette gördüğüm fotoğraf.


Yandaki fotoğraf yerleşkenin yapıldığı ilk zamanlardanmış. Tabi ben bunu bilmediğim için "Böyle kampüs mü olur ya?" diyerek gittim okula. İnanın bana bundan daha güzel. Kalabalığın gürültüsünden uzak, bozkır olduğu kadar yeşil alanlara da sahip :D Şehir merkezine uzak olsa dahi gide gele yolları, otobüsü vs. öğreniyorsunuz. Ankara'da doğup büyümeme rağmen üniversiteden önce Gölbaşı'na gitmemiştim tek başıma. Şimdi ise elimle koymuş gibi bulabilirim kampüsü. 

Bütün bunların dışında bir de topluluklar var. Sevebileceğim, merakımın olduğu topluluklara katıldım hatta komite üyesi bile oldum :D Tabi bunları yaparken kendimi zorlamayacak şekilde planladım. Her gördüğüm topluluğa katılmak yerine kendimi geliştirebileceğime inandığım dalları bulunduranlar önceliğim oldu :D Detaylı bir bilgi veremesem de IEEE adlı toplulukta olduğumu söylemek isterim :) Mühendislik dalı üzerinde kurulsa da farklı bölümlerden de öğrencileri, profesyonelleri barındıran IEEE dünya üzerinde +400.000 üye bulunduruyor.  Ayrıca tek bir alanda yoğunlaşmak yerine bir çok kola ayrılıp sizlere daha fazla imkan sunuyor. 

Bilgi verdiğim paragrafın ardından size ek olarak neler yaşadığımdan bahsedeyim. Liseden sınıf arkadaşlarımla aynı okuldayız. Sevdiğim insanlar olduğu için daha çabuk alışmış olabilirim :D 

Şimdilik bahsetmek istediklerim bu kadardı. İlerleyen zamanlarda IEEE hakkında bilgilendirici bir yazı yayınlamaya ve üniversite hayatından daha çok bahsetmeye çalışacağım. Kendinize iyi bakın! 

 

Dizi Yorumu | Brooklyn Nine-Nine

Herkese merhabalar. Öncelikle neden birkaç gündür sesim soluğum çıkmıyor ondan bahsedeyim istiyorum. Bir haftaya yakındır hastayım. Salgın olduğunu tahmin ettiğim bir şekilde yakalandığım bu mikropların pençelerinde olduğum günlerde vaktimi odam ve banyo arasında mekik dokuyarak geçirdim. Hala biraz hastayım. Bunun dışında bir de hazırlık sınavım vardı. 2 yılı aşkındır ingilizce dersleri görmediğim, yabancılarla konuşmadığım için grammer ve kelime konusunda sıkıntı yaşıyordum. Telaşla girdiğim sınavda başarılı olup hazırlık atlamak için diğer aşamaya çağırılsam da mühendisliği hazırlık bitirmeden okumak istemediğim için diğer aşamaya gitmedim :D 

Şimdi gelelim bunaldığımda ya da bir şeyler yapmak isteyip ne olduğunu bulamadığımda açıp izlediğim diziye. Brooklyn Nine Nine. Henüz bütün sezonları bitirmedim. Netflix'te sadece 3 sezonu olsa da bildiğim kadarıyla dizi 5 sezon. Bölümler 20 dakikadan oluşuyor ve ben 2. sezonun ortalarındayım.




Dizimiz bir polis karakolunun yörüngesinde geçiyor. Jake Peralta adlı dedektif işinde çok iyi olmasına rağmen içindeki çocuğu büyütemeyen biri. Eski yüzbaşı her istediğini yapmasına izin verirken yeni gelen Yüzbaşı Holt tam bir disiplin tutkunu. Hem kısa kısa olayları anlatıyor hem de karakoldaki ilişkilerini. Her karakterin farklı bir cazibesi var diyebilirim. 2019 yılında 6.sezonu başlayacak olan bu diziyi benim gibi çerezlik izleyebilir ya da bir oturuşta tamamen bitirebilirsiniz :) 

Şarkılar Serisi | Eivør

Sevdiğim sanatçıları tanıttığım serinin üçüncü konuğu Eivør Pálsdóttir ya da bilindik adı ile Eivør.




Faroe Adaları doğumlu olan Eivør'un şarkıları genellikle faroece, ingilizce ve izlandaca. Genel olarak bilmediğimiz dillere karşı bir ön yargımız var fakat bana kalırsa şarkının dili değil bende uyandırdığı hisler daha önemli :D Sanırım bu yüzden Eivør dinlerken sıkıntı yaşamadım. 

Öncelikle söylemeliyim ki kadında mükemmel bir ses var. Şarkılarındaki bazı sesleri nasıl çıkarıyor anlam veremiyorum. Beni korkutmuyor da değil tabi ki :D Umarım şarkılara bir şans verirsiniz :) 




2003 yılında Eurovision'a da katılan Eivør'un gelin sevdiğim şarkılarına bakalım. Ah bu arada bazı şarkılarında sizi rahatsız edebilecek unsurlar olabilir :) 



  • Verð Mín





  • Í Tokuni


  • Trøllabundin


  • Salt

  • Petti Fyri Petti 


  • Slør
  • Rain

  • Surrender

Pomodoro Tekniği

Odaklanma da veya ders çalışmada sıkıntı yaşıyorsanız sınav senemde öğrendiğim bu tekniği deneyebilirsiniz. 

Öncelikle biraz kendi açımdan yorumlarımı yapayım. Bir şeyi severek yapıyorsam çok kolay odaklanıyorum. Mesela kitap okumaya daldıysam çevremdeki sesleri duymuyorum, dizi izliyorsam tek odağım orası oluyor. Gelin görün ki bunu ders çalışmaya tam olarak uygulayamadım. Tam olarak diyorum çünkü sevdiğim derslere çok rahat bir şekilde odaklanıp saatlerce çalışabilirken sevmediğim derslerin başında oturduğum 20 dakika bile bana çile gibi geliyordu. Sonrasında bu tekniği uygulamaya başladım. Peki nedir pomodoro tekniği? 

25 dakikalık ders çalışma + 5 dakikalık molalardan oluşan bu teknikte geçirdiğiniz yarım saate 1 pomodoro deniyor ve 4 pomodoroyu tamamladığınızda 30 dakikalık uzun mola verebiliyorsunuz. Amacımız ise şu; çalıştığınız 25 dakika içerisinde sadece önünüzdeki kitaba, derse odaklanmak ve mola verdiğiniz 5 dakika içerisinde de çalışmanızla ilgili hiçbir şeyi düşünmemek. Bu tekniği ders dışındaki şeylerde de kullanabilirsiniz. Ben 25 dakika ile başlayıp tekniği uyguladığım zamanların sonunda 1,5 saate çıkmıştım ve 1,5 saat bile yetmiyordu bazen :D 

Tekniği bulunduran bir çok uygulama bulmak kolay. Ben en çok Pomodoro Timer, Clockwork Tomato ve Tide uygulamalarını kullanmıştım. Onları tavsiye ederim :) 


Ağustos'ta Ne Dinledim?

Şarkılar konusunda verimli geçirdiğim bir ay oldu diyebilirim. Sevdiğim gruplar yeni şarkılar yayınladılar, Spotify güzel şarkılar önerdi vs. Şarkılar arasında herhangi bir sıra yok, sadece yaptığım liste üzerinden paylaşıyorum :D 


  • iKON - Killing Me 
Neden oldu, nasıl oldu bilmiyorum fakat şarkı dilime dolandı. Nakarat kısmı dans için ideal :D 



  • Alec Benjamin - Let Me Down Slowly 
Bu ay en çok dinlediğim şarkı olabilir. Bir iki dinlemede bütün sözlerini ezberlemiştim :D Şarkı beni fazlasıyla etkiledi gerek sözleri gerekse melodisi ile. Alec'in ses tonu çok hoşuma gitti :D 


  • Billie Ellish - you should see me in a crown 
Billie'nin şarkılarını seviyorum ve bu şarkı bende tam bir kötü karakterlerin dolup taştığı bir diziyi izliyormuşum hissi uyandırdı. Buna bayıldım :D 


  • Hollywood Undead - Gotta Let Go 
Grubun dinlediğim ilk şarkısı oldu ve şarkıya tam anlamıyla dibim düştü. İyi ki twitterda atılan o tweeti görüp dinlemişim :D 


  • Sia - Fire Meet Gasoline
Okuduğum bir yazı sayesinde tekrar dinledim bu şarkıyı. O zamandan beri söyleyip duruyorum :D 


  • Hyolyn, Gray - Dally 
Youtube'da dans gruplarının sokaktaki videolarını çok fazla izliyorum ve bu şarkıda yine orada denk gelip dilime dolandı :D 




  • Lovelyz - That Day 
Super TV'nin ikinci sezonuna konuk olduklarında çalan bu şarkıyı duyunca gerçekten hoşuma gitti. Özellikle nakaratı :D 


  • Mamamoo - Egotistic 
Mamamoo vokaller konusunda zirve bir grup benim için. Bu şarkıyı biraz geç duydum lakin dinlediğim andan beri de favorim oldu :D 



  • (G)I-DLE - Hann (Alone)
Latata ile çıkış yapan I-dle önceki şarkılarından farklı bir havada olan Hann ile geri dönüş yaptı. Şarkıda beni kendine çeken bir şey var fakat hala daha ne olduğunu çözemedim. 


  • Avicii, Conrad Sewell - Taste The Feeling 
Şarkıyı dinlerken mutlu oluyordum, hem ritminden hem de koladan dolayı lakin Avicii'nin ölümü aklıma gelip duruyor şarkıyı dinlerken. 


  • BTS Jin - Epiphany 
Sevdiğim grup Love Yourself serisinin son albümünü yayınladı ve şarkılar gerçekten çok güzel. Özellikle anlamlarına bakarsanız kendinizi sevmek ile ilgili sözleri beni derinden etkiledi. Epiphany ise dinlemeden duramadığım bir şarkı. Türkçe çevirisi ile birlikte dinlemek isterseniz:



  • Super Junior D&E Donghae Solo - Lost
'Bout You albümü bu ay içerisindeki favorilerimden. Lost şarkısı ise sözleriyle, melodisiyle, Donghae'nin pamuk gibi sesiyle harika olmuş :D 

















Yerleştirme Sonuçları Açıklandı!

Yaşasın üniversiteli oldum!
Herkese merhabalar! 
Bildiğiniz üzere 31 Temmuz'da tercih yaptıktan heyecanla yerleştirme sonuçlarını beklemeye başladım. Saatler 00.00'ı gösterdiğinde ÖSYM açıkladı yerleştirmeleri! Nereyi kazandığımdan önce o gün yaşanılanları anlatmak istiyorum. 

Evdeki herkes diken üstündeydi. Birimiz diğerine seslendiğinde ÖSYM açıklama yapmış sanıyorduk falan. Arkadaşlarımla konuşuyordum ve hepimizi ,İlkay hariç :D, bir karamsarlık sarmış haldeydi.  Ben tercih listeme istemediğim hiçbir bölümü veya şehri eklemedim fakat Ankara'da doğup büyümüş biri olarak üniversitede de Ankara'da olmayı istiyordum. 

İlk 7 tercihim Ankara'ydı ve geri kalanlar diğer şehirlerden oluşuyordu. Saatler yaklaştıkça beni bir korku sardı tabi. Yerleşecek miyim, neresi gelecek, Ankara'da kalabilir miyim, başka şehir gelirse ne yapacağım, belgeleri nasıl hazırlayacağım vs. 

Saatler birbirini kovaladı ve yerleştirme sonuçları açıklandı. Ailem benden daha heyecanlı oldukları için hemen bakmışlar :D 



4.tercihim olan Kimya Mühendisliği'ne yerleştim! Ankara Üniversitesi'nde bölümün ingilizcesi bu sene açıldı ve giren ilk öğrencilerden olduğuma çok mutluyum. Ailem aşırı mutlu oldular istediğim bir yer olduğu için. Evde bayram havası hakimdi fakat gelin görün ki ben yakın arkadaşlarımı merak etmeye başladım. 

Liseden beri yakın arkadaşım olan İlkay'ın benimle aynı üniversitede olduğunu bilmek içimi aşırı rahatlattı. Hazırlık okuyacak sonra da aynı kampüste olacaktık. Ayrılamaz ikiliyiz işte :D 

Diğer yakın arkadaşım olan Gökçe ise İlkay ve benden farklı şehirde yaşıyordu lakin bundan birkaç gün önce buluştuğumuzda hepimizin Ankara'da olması ile ilgili hayaller kurmuştuk. Gökçe'nin sonucu da hayallerimizi destekler nitelikte oldu ve Ankara'yı kazandı! 

Üçümüzde isteklerimize göre tercih yapıp yerleştiğimiz için mutluyuz. Umarım sonuçlarınız da sizin istediğiniz gibi olmuştur. Kendinize iyi bakıın

Kendini Sevmek


Herkese merhabalar :) 


Bugün hayatımda en çok zorlandığım şeyden bahsedeceğim; kendimi sevmek. Bu yazıyı birkaç bölüm halinde bile yayınlayabilirim çünkü biliyorum ki dışarıda benim gibi insanlar var ve ben onlara yardım etmek istiyorum. 



Kendi bedenime 14 yaşlarındayken küstüm sanırım. 14 yaşına kadar çok fazla kilolu olmasam da ortaokulun son senesinde yaşadığım sıkıntılardan dolayı öncelikle çevreye küsüp eve kapanmış sonrasında ise durdurulamaz bir şekilde 10 kilo almıştım. Önceden giydiğim şeyleri giyememek, liseye başlarken fazla kilolu olmak beni psikolojik olarak fazla etkiledi. Gerçi o zamanlar pek şikayetçi değildim. Kilolu olduğum için kendimi koruduğumu düşünüyordum. Eh bir de gıcık bir bünyeye sahip olduğum için biri kilo vermemi söylese ben daha fazla yiyordum :D Yemek yemeyi sevsem de sağlıklı bir beslenme düzenim olmadı hiç. Daha çok abur cubur insanıyım ben. Bu yüzden hissettiğim her duyguyu abur cubur yiyerek bastırmaya çalıştım.



Lise zamanlarında hoşlandığım çocuklardan karşılık alamamak bütün sorun sadece bedenimmiş gibi düşünmeme sebep oldu. Biri beni sevmiyorsa sebebi kilolu oluşumdur. Biri bana şöyle bir şey yaptıysa sebebi kilolu oluşumdur gibi bir çok saçma sapan düşünceler geçti aklımdan. İnsanlardan yüzüme bakıp kilomla uğraşan falan olmamıştı lakin şunu da söylemeliyim ki sizin birine zalim olmanızdan daha çok o kişinin kendisine karşı acımasız olması canını daha çok yakıyor. Ben belli bir yaşa kadar kendime çok acımasız davrandım. Bedenime sinirlendim, yemek yiyerek kendimi mutlu etmeye çalıştım. Bedenime sinirlendim, rahatlamak için saatlerce yatıp dizi izledim vs. Televizyon dizileri de hiç yardımcı olmadı açıkçası. Dünyada sadece fit insanlar varmış gibi bütün karakterlerin zapzayıf olması daha çok moralimi bozdu :D 



Kendimi sevmeye başlamam yıllarımı aldı, hala alıyor. Kilolarımla barışıp onları kabullenmem  zor oldu ama onlarda benden bir parçaydı sonuçta. Onlara kızıp küsersem kendi bedenim için daha sağlıksız olacaktı. İşte o zamanlar fark ettim. Diğer insanların sevgisine değil benim kendimi sevmeye ihtiyacım vardı. En büyük ve en zor adım da kendimi sevmekti. 



Bu sürecimde çevremdekilerin ve dinlediğim şarkıların büyük etkisi oldu. Güç buldum, mutlu hissettim. Açıkçası insanların kendilerini sevmelerinde yalnız kalmalarının olumlu bir etki getireceğini düşünmüyorum. Kendimden örnek verecek olursam zihnimde konuşan iki farklı ses vardı. Biri olumlu şeyler söylerken diğeri olumsuzluğunu saçıyordu etrafa. Güçlü tarafta olumsuz sözlerdi kendime söylediğim. Sonsuza giden şarkı listem ve yakınlarım sayesinde o sesle kapışacak güce eriştim :D 


Sizlere şunu söylemek istiyorum. Yalnız değilsiniz. Dünya sizin gibi düşünen insanlarla dolu. Bunu twitterda yazdığım bir yazıyla fark ettim. Kilolu bir insan olarak düşüncelerimden bahsetmiştim. O gün telefonumu açamaz oldum. Ağlayarak yazdığım tweetler bazı insanların kalbine dokunmuştu. Kimisi benimle aynı şekilde yaşadığı süreçten bahsetmişti, kimisi bunları sesli bir şekilde dile getirdiğim için bana teşekkür ediyordu. Hala duruyor o mesajlar. 7 milyar insanın yaşadığı gezegende bu olayları yaşayan ya da kötü düşünceler arasına hapsolmuş tek kişi değilsiniz. Sizler gibi olan tonlarca insan var ve hepsinin kaçırdığı tek nokta kendilerini sevmek. 

Bu yazının şarkısı ise Scars To Your Beautiful. 

Akustik versiyonu + Türkçe çeviri: 




Orijinal versiyonu: 


Ders Çalışmak İçin Motive Olmak

Merhabalar öncelikle :) Hani böyle anlar vardır ya masanın başına geçip ders çalışmaya başlasanız çok güzel devam edecektir ama kendinizi oturduğunuz yerden kaldıramaz, ders çalışmaya bir türlü ikna edemezsiniz. Canınız hiç istemez. İşte bu gibi zamanlarda ne yapabileceğinizle ilgili yazımla karşınızdayım :D



  • Kütüphaneye gitmek
Çoğunuzun bildiği ve tahmin ettiği bir şey olsa da yapıldığı takdirde büyük faydası olan bir şey kütüphaneye gitmek. Benim gittiğim dershanenin iki adet kütüphanesi vardı. Sayıca kalabalık olduğumuzdan da boş kalmazdı kütüphane. Çalışan öğrencileri görmek beni de çalışmaya itiyordu. Sınıftan yakın olduğum arkadaşlarımla beraber giderdik hatta.

  • Arkadaş grubunuz ile çalışmak 
Sınav haftalarınızda yaptığınız gibi birlikte çalışabilirsiniz yine. Biz İlkay ile bazen onun okulunda bazen benim okulumda bazen de evlerde çalışırdık. Birimizi ders çalışırken görmek diğerimizi de motive ederdi. Birlikte kütüphane-kafelere gittiğimiz olurdu. 

  • Study With Me (Benimle Çalışın) videoları izlemek 
Youtube'da bunun gibi tonlarca video bulabilirsiniz. Arkadaşlarınızla çalışırken odaklanamıyorsanız veya kütüphane gibi ortamlar sizi rahatlık açısından zorluyorsa evinizde rahatça yapabileceğiniz bir yöntem. Ben Ruby Granger'ın ders çalıştığı videoları izlediğimde çok fazla motive oluyordum.

  • Kendinize uygun çalışma yöntemi bulmak
Odaklanma sıkıntıları, doğru şekilde çalışmamak vb gibi durumlar sizi ders çalışmadan soğutabiliyor :D Ben kaygılarımdan dolayı odaklanma konusunda sıkıntı yaşıyordum ve bu yüzden Pomodoro tekniğini uygulamaya başlamıştım. İnternette bir çok örneğini bulabilirsiniz ya da kendi çalışma yönteminizi bulabilirsiniz. Tabi son ses şarkı dinleyerek ya da televizyon karşısında test çözmek gibi şeyler değil. 

  • Studyblog etkinliklerine katılmak 
Çok fazla studyblog takip etmesem de Nini's Daily hesabını takip ediyordum. Nini çalışma etkinliği oluşturmuştu ve belli aralıklarla topluca ders çalışıyordunuz. Katılanlar kendi yaptığını paylaşıyordu instagramda falan. Bu sene de yapacak mı bilmiyorum fakat yeni hesabına buraya tıklayarak bakabilirsiniz. 

Ben etkilerini görmüştüm. Umarım sizlerin de işine yarar. Kendinize iyi bakın :) 

Dersler İçin Kaynak Seçmek

Herkese merhabalar :) 
Sınavdan çıktım diye beni bir rahatlama sarsa da mezuna bırakanlar, bu sene ilk kez girecek olanlar şu an çalışıyor bile. Bu yüzden hazırlandığım ilk sene en çok zorlandığım konudan bahsedeceğim. Tekrar hazırlanan çoğu arkadaşımızın bildiğini düşündüğüm şey kaynakları nasıl seçeceğiniz. 

Büyük çoğunluğunuz öğretmenlerine soruyor ya da internette araştırma yapıyor. Sınava hazırlandığım iki sene içerisinde de Instagram'da tonlarca öneri görmüşümdür. Lütfen zor soruları var diyerek efsane olmuş Apotemi veya Karekök gibi yayınlarını alıp "Bundaki soruları çözeyim. Zor soruları çözersem hepsini yaparım." gibi düşüncelere kapılmayın. Bu size vakit kaybettirir. 


  • Öncelikle öneriler üzerine bulduğunuz kitapları liste şeklinde hazırlayın. Böylelikle kitapçıya gittiğinizde neye bakacağınızı şaşırmazsınız. Ardından bu kitapları inceleyin. İçindeki sorulara bakın, konu anlatımı varsa göz atın. Kitapevindeki diğer kaynaklara göz atın. İlkay ile benim İşler Kitapevi'nde geçirdiğimiz vakti bir bilseniz :D Bu sırada kendi seviyenizi, neyi yapıp neyi yapamadığınızı dürüst bir şekilde bilmeniz gerekiyor. Ben fizik ve geometri derslerinde zorlanıyordum fakat kimyada tam tersiydi. Bu yüzden zorlandığım derslerde başlangıç için olan kitapları çözerken iyi olduğum derslerde orta seviyedeki kitaplarla başlayıp zorlara gitmiştim. 
  • Çözdüğünüz kitaplardan utanmayın. Sınıf arkadaşlarım zor kitapları çözüyor ben hala kolay yayınlardayım demeyin. Sınav senenizde kendinize yapacağınız en büyük kötülük başkaları ile kendinizi kıyaslamanızdır. Unutmayın ki bir inşaatın temeli sağlam olmazsa küçücük bir sarsıntıda bile yıkılabilir. Amacınız temel atmak ve kendinizi ileriye taşımak olsun. 
  • Çözmeyeceğiniz, masanızda öylece duracak kitabı almayın. Hem paranıza yazık olur hem de çözmediğiniz için moraliniz bozulur. 
  • Konuları anlamak önceliğiniz olsun. Bize habire çok fazla soru tipi görmemiz gerektiği söylendi lakin 2018 YKS sınavı konuları kavrayan ve hızlı olan insanların başardığı bir sınav oldu. Soru tiplerinin önceki üniversite sınavı soruları ile alakası yoktu çünkü :D
  • Kaynak kitaplarını çözdükçe ilerleyecek ve bir üst seviyeye çıkacaksınız. Bu yüzden canınızı sıkmayın ve kendinize karşı dürüst olun :D 
Aklıma gelen tavsiyeler genel hatlarıyla böyleydi. Ah bir de ben test kitaplarımdan birinde testleri ayırıyordum. Mesela bir konuda 5 test var ise 3 testini konuyu bitirmek için çözüyordum. Kalan iki testi biri haftalık diğeri aylık tekrar olmak üzere ayırıyordum. İsterseniz siz de deneyebilirsiniz bunu. Bu maratonu güzel bir şekilde bitirmeniz dileğiyle :) 



Şarkılar Serisi| KARD


Serinin ikinci konuğu K.A.R.D ile başlayalım! 


DSP Media tarafından oluşturulmuş ve Korean Pop olarak adlandırılan sektörde nadir rastlanan karma , kadın-erkek bir arada olan , bir grup. 2016 yılında kurulan grup 4 üyeden oluşuyor fakat grubu daha iyi tanıtabilmek için çıkış öncesi KARD Debut Project isimli bir proje başlattılar. 4 üyenin yanında bir de gizli üyeler bulunuyor :D

Jiwoo

J.Seph
Somin

BM
Kard'ın albümleri ve singleları:




Grubun sevdiğim şarkılarına gelirsek;

  • Hola Hola

  • Don't Recall


  • Oh Na Na 


  • Rumor 

  • You In Me



  • Trust Me [BM & Somin Versiyon]

  • Into You 


  • Ride On The Wind 















Şu Sıralar Favorim| Still 17, Super TV, My ID Is Gangnam Beauty

Şu sıralar kafam her zamankinden dağınık olduğu için kendimi sakinleştirip mutlu etmenin yolunu yeniden bir şeyler izlemekte buldum. Hadi gelin birlikte şu sıralar neler izleyip kafamı dağıtıyorum, neler beni gülme krizine sokuyor bakalım :D


  • Thirty But Seventeen 
Still 17 veya yaygın adıyla Thirty But Seventeen izlediğim en eğlenceli dizilerden biri olabilir. Dizi bittikten sonra daha detaylı bir yazı yazmayı düşünüyorum fakat şimdilik konusuna göz atalım. 

17 yaşındayken gözlerinizi kapattığınızı ve uyandığınızda 30 yaşında olduğunuzu düşünün. Kendinizi büyük bir boşlukta bulur, ne hissedeceğinizi şaşırırsınız. Çünkü bir an önce çocukken artık yetişkinsinizdir lakin hayatınızın en güzel yıllarının anıları sizde olmadığı için yetişkin olmayı bile öğrenememiş haldesinizdir.  İşte başrol kadın karakterimiz Woo Seo Ri'de bu şekilde hissetmekte. 17 yaşındayken hayatının en güzel dönemlerindedir. Kemanisttir ve Almanya'da ki bir okula kabul edilmiştir. Gerçekleşen otobüs kazası sonrasında komaya girer ve kazadan 13 yıl sonra gözlerini açar. Kendisini hala 17 yaşında sanıyordur ve psikolojik olarak da büyümemiş, 17 yaşında kalmıştır.

Başrol erkek oyuncumuz Gong Woo Jin ise 13 yıl önce aynı kaza yaşandığı sırada geçirdiği travma yüzünden kendini kapatmış bir set tasarımcısıdır. Bir yılın 6 ayını çalışarak, kalan 6 ayını ise başka ülkelerde köpeğiyle birlikte geçirmektedir. İkisinin yolu bir ev sayesinde kesişir. 

Dizinin fragmanına youtube da denk gelip Se Jong'un oynadığını görünce izlemeye karar verdim. Pişman mıyım? Asla. Karanlık geceme doğan güneş edasıyla kahkahalarımın sebebi oldu. 


Dizinin en komik sahnelerinden biriydi bu. Jennifer, Chan, Chan'ın yakın arkadaşları vs. bir çok yan karakter diziyi daha güzel hale getiriyor. İzlemenizi tavsiye ederim! 

  • Super Tv 
14 yıllık idol grubu olan Super Junior'ın "Tek sezonluk bir program değil." diyerek adlandırdığı varyete programı. 

Super Junior'ın sadece şarkılarını dinlediğimi sanıyordum ta ki geçen sene oturup düşündüğümde üyelerin bireysel programlarını çok sevdiğimi fark edene kadar. Bu farkındalığım sonrasında SuJu'nun programlarını izlemeye başladım. İlk olarak V Live üzerinden yayınlanan Sj Returns'ü bitirdim. SJ Returns ise grubun iki üyesinin askerden dönmesi sonucu tekrar bir albüm yayınlama süreçlerini anlatıyor. Sevdiğim bir albümün yapılış sürecine şahit olmak benim için çok eğlenceliydi.

 Başlarda grup üyelerinin 30 yaş üzerinde olması ve askerden teker teker dönüyor olmalarının verdiği bir gerginlik vardı. Bu kadar eğlenceli olabileceklerini hiç düşünmemiştim :D 

Super TV'ye gelirsek şu an ikinci sezonu yayınlanıyor ve ben ilk sezonu bitirmek yerine direkt ikinci sezonu bitirmeyi tercih ettim :D İkinci sezonun konusu ise varyete kralları olarak geçen SuJu'ya sektördeki diğer gruplar meydan okuyor ve bir bölüm içerisinde bu iki grup oyunlarda yarışıyorlar. 5 kez art arda kazanırlarsa Avrupa'da lüks bir tatile gönderilecekler. Son bölümlerle ilgili spoiler vermek istemiyorum :D 

Vaktiniz varsa, eğlenmek istiyorsanız SuJu'nun katıldığı programlara ya da kendi programlarına göz atmanızı tavsiye ederim. Şu zamana kadar beni hiç hayal kırıklığına uğratmadı :D Hatta öyle ki tekrar tekrar izleyip duruyorum. Super Tv 2. sezonu izlemek isterseniz tık tık.

  • My ID Is Gangnam Beauty 
I'm Gangnam Beauty adlı webtoondan uyarlama olan dizi; ilkokul zamanında kilolu olduğu için, ortaokul zamanında ise zayıf olmasına rağmen "çirkin" olarak adlandırılan bir yüze sahip olup zorbalığa uğrayan Kang Mi Rae'nin üniversiteden önce estetik ameliyat olmasını ve bu sefer de "estetik canavarı" olarak adlandırılmasını, bu sırada bulduğu aşkı anlatıyor.

Gangnam Güzeli denmesinin sebebi ise yanlış bilmiyorsam estetik ameliyatı yapan yerlerin genellikle Gangnam adlı bölgede olmasından kaynaklı. 

Dizinin konusu size boş görülebilir belki  fakat benim için tam tersine ders bile veriyor. Öncelikle kimseyi memnun etmek veya görünüşünüz ile tatmin etmek zorunda değilsiniz. İnsanlar her şekilde bir kusur bulurlar. Sizin kendinizi sevmeniz ve memnun etmeniz gerekiyor. Başkaları için değil kendiniz için yaşamanız, hayatın size ait olduğunu görmeniz gerekiyor :D

Diziye geri dönecek olursak webtoondaki sahnelerden barındırdığı kadar webtoon dışı sahneler de var lakin bana kalırsa webtoondaki ana noktaları sabit tutmuş olmaları çok hoş. Tabi ki değişiklikler olacak. Bu beni rahatsız etmedi :D 

Başrol erkek oyuncu Astro grubunun yakışlıklısı Cha Eun Woo. Kore'deki netizenler tarafından oyunculuğu hakkında kötü yorum almış olsa da haklı olmadıklarını düşünüyorum. Eun Woo habire gülümseyen, sıcakkanlı biriyken dizideki karakteri tam tersi gülmeyen, aşırı soğuk biri. 

İzlemeye başlamanızı öneririm. Kaos falan da var içinde :D İsterseniz webtoon versiyonunu da okuyabilirsiniz fakat Türkçe çevirisi yok. İngilizcesini de internette I Am Gangnam Beauty şeklinde aratarak bulabilirsiniz.


İzlediğim başka diziler ya da programlar mevcut lakin bu üçü gülücüklerimin sebebi olduğu için yazmak istedim. Kendinize iyi bakın :) 






Mim | Yaz Abur Cuburu 2018

Taşınma işleriyle meşgul olduğum ve eve internet daha yeni bağlandığı için blogta paylaşım yapmayı ertelemek zorunda kaldım fakat işte şimdi çok sevdiğim bir mim ile karşınızdayım :D Bu mimi hatırlayanlar vardır.  Geçen sene de yapmıştık ve benim çok zevk aldığım bir mim olmuştu. O yazımı okumak için tık tık. 

Öneri Makinesi ise bu mimi gelenek haline getirmek istemiş ki 2018 için de yapmaya karar verdi. Yazısını okumak isterseniz tık tık.

Öyleyse şarkıların havada uçuştuğu mime başlayalım!

1. Yazın çıkan çok sevdiğin sanatçıdan/gruptan bir şarkı

iKON çıkışlarının öncesinde takip ettiğim bir grup ve bu şarkılarını ilk duyduğumda hiç sevmemiştim. Gelin görün ki şarkı dilime dolandı ve habire dinlemeye başladım. 

iKON - Killing Me 



2. Bu yaz en yeni keşfin

Spotify'da gezinirken listelerden birinde denk geldim Flames'e. Dinlediğim ilk andan beri favorim. 


Sia ft. David Guetta - Flames


3. Bu yaz sürekli dinlediğin şarkı 

Arkadaşım vasıtasıyla dinlemeye başladım. Şarkının sizi yakalayan bir havası var :D

Pain, Pain Go Away



4. Bu yaz en çok duyduğun şarkı/albüm

Bu şarkıyı duyduğunuza eminim! Arabadan inip dans etmeyle tanıyor da olabilirsiniz. Kiki do you love me?

Drake - In My Feelings



5. Bu yaz eski de olsa dinlemekten vazgeçemediğin şarkı 

Super Junior favori gruplarımdan biri. Modası eskimeyen şarkısı da tabi ki Sorry Sorry. 


Super Junior - Sorry Sorry


6. Sence bu yazın favori hiti? 

Bu yazın en güzel şarkılarından biri tabi ki de MAMAMOO - Egotistic


Blogger tarafından desteklenmektedir.

İzleyiciler

img { padding:5px; margin:5px; border-width: 5px; border-color: #0066CC; border-style: single; ridge }