Eğlenceli Kore Varyete Programları Part.1

Geçenlerde youtube'da bir programı izlerken kore tv programlarını fazlasıyla sevdiğimi fark ettim. İzlerken kafam dağılıyor, eğleniyorum. Dedim ki bunu blogta yazayım. Programların sayısı tahmin ettiğimden daha fazla olduğu içinse partlar halinde yayınlamaya karar verdim. 

O halde evde kaldığımız bu günlerde kafanızı biraz dağıtacak, sizleri eğlendirecek tv programlarına geçelim. 

  • Running Man
Yıllardır yayınlanan ve 500 bölüme yakın bölümü olan Running Man benim favorilerimden birisi. İlk 300 bölümü tamamen izlemiş, ardından tek tük izlemeye devam eden biri olarak söyleyebilirim ki gülmek isteyenler için ideal bir program. Her bölümde verilen görevler ve oynanan oyunlar o kadar yaratıcı ki! Ayrıca ihanet senaryoları çok komik oluyor. İsterseniz konuk olan ünlülere göre izleyebilir isterseniz de izleyiciler tarafından komik bulunan bölümlerle başlayabilirsiniz.430-440 kadar bölümü türkçe altyazılı olarak Koreantürk'ten izleyebilirsiniz. İsterseniz ingilizce altyazılısı da internette mevcut.  
Başlayabileceğiniz bölümleri ekliyorum alta. İzlediğim bölümlerden hatırladıklarım, ay çok güldüm ya dediklerim bu şekilde: 103/139/147/162/163/175/181/184/205/209/213/216/220/251/256/267/278/281/362/367/376


  • Master Key
Kore'nin interaktif varyete programlarından biri de Master Key. Bölüm öncesi oylamalar yapılıyor ve seyirci tarafından seçilen kişiye oyunlarda yardımcı olabilecek bir hak tanınıyor. Oyunlarda Master Key'in kimde olduğunu bulmaya çalışıyorsunuz. Running Man ile benzer mantıkta fakat farkları da çok fazla. Aşırı eğlenceli bir program diyebilirim. 13 bölümden oluşuyor olması da artı yönlerinden biri. Ben izlerken çok eğlenmiştim. Türkçe altyazılı olarak internette bulabilirsiniz. 



  • The Return of Superman
Ünlü babaların evde çocukları ile yalnız kaldığı ve yardım almadan çocuklarına bakıp onlarla ilgilendikleri bir tv programı. Bazen sadece konuk olarak katılan babalar ve çocukları olurken genelde programda kalıcı olan ailelerimiz de mevcut. Ara sıra ünlü konuklar da oluyor tabi ki. Mesela The Walking Dead'deki Steven Yeun ya da Tayvan'lı oyuncu Jasper Liu gibi konuları da oldu.Yavrucakların büyüdüğüne şahitlik etmek o kadar güzel ki. Ayrıca çocuklar çok sevimli.  Seungjae, William-Bentley, Jam Jam, Gunhoo-Naeun ve dahası favorilerimde. Youtube'da ingilizce altyazılı izleyebilirsiniz. 

  • Home Alone/I Live Alone
Ünlülerin günlük yaşamlarını merak ediyorsanız bu program tam olarak size göre. Evlerine bir sistem kuruluyor ve bu ünlülerin (oyuncu, şarkıcı, manken, komedyen vs.) gününün nasıl geçtiğini izliyoruz. Benim favori üyelerim Park Na Rae ve Sung Hoon. Youtube'da kesitler izleyerek başlamıştım ben. Siz de bu şekilde aşinalık kazanabilirsiniz. 


  • Super TV
Ben bu programdan önceki yazılarımdan birinde bahsetmiştim. Çok sevdiğim bir program olduğundan bu yazıma da eklemek istedim. Super Junior'ın varyete showu diyebiliriz. O kadar eğlenceliydi ki hatırladıkça gülüyorum, yeniden izliyorum. Daha detaylı bilgi için Super TV'den bahsettiğim yazımı okuyabilirsiniz. Okumak için tık tık.




  • Knowing Bros / Ask Us Anything 
Hayatında farklı yollardan yürümüş 7 sunucumuzun olduğu bu program lise formatında geçiyor ve her bölümde aldığı konukları okula transfer olmuş öğrenciler olarak gösteriyorlar. Hem güldüren hem de transfer öğrencileri öğrencileri (ünlüleri) tanımamızı sağlayan bir program. Netflix'te de var lakin telif hakkından dolayı şarkıları değiştirmişler. O yüzden katılan konuklara göre türkçe altyazılısını bulmak daha mantıklı. 

Dizi Yorumu | Reply 1997

Youtube'da H.O.T'nin Candy şarkısını dinlerken içimden geldi bu diziyi izlemek. Bir çoğumuzun da haşır neşir olduğu Reply serisinin ilk dizisi. 



Reply serisini kabaca özetlemek gerekirse hem günümüzden hem de geçmişten kesitler veriliyor ve siz başrol kadın karakterimizin kiminle evlendiğini bulmaya çalışıyorsunuz. Reply 1997'de ise hem 90'lı yıllardaki Busan'a gidiyor, lise öğrencisi 6 arkadaşın dostluklarını ve ilişkilerini hem de 2012 yılında bu lise arkadaşlarının mezunlar toplantısında tekrar bir araya gelmesini izliyoruz. 

Dizi çok eğlenceliydi! Başrol kadın karakterin de o zamanlarda H.O.T hayranı olması ve yaptığı çılgınlıklar beni gülme krizine soktu.  Dizideki birkaç komik sahneden oluşan videoyu izlemek isterseniz tık tık. Başka bir video da bu.




30 Gün Şarkı Meydan Okuması

Blogger arkadaşlarımızdan biri olan Öneri Makine'sinin paylaştığı bu meydan okumaya ben de katılayım dedim. Onun yazısını buraya tıklayarak okuyabilirsiniz. Şarkıları seçerken çok zorlandığımı söylemeliyim... 



1. Bu ay keşfettiğin bir şarkı 


2. Seni tarif eden bir şarkı 


3. İsminde yemek adı geçen bir şarkı 


4. Tüm sözlerini bildiğin bir şarkı 


5. İyi bir zevkin olduğunu kanıtlayan bir şarkı


6. Adı küçük harflerden oluşan bir şarkı 


                                           

7. Adı büyük harflerden oluşan bir şarkı 


8. Hak ettiği değeri görmemiş bir şarkı




9. Adı 3 kelimeden oluşan bir şarkı



10. Dinlediğin son şarkı 


11. Aşk hakkında bir şarkı 


12. Dinlemeye utandığın bir şarkı 


13. Playlistinde karışık modda çalan ilk şarkı 


14. Birinin bilmene vesile olduğu şarkı


15. Film soundtrackinden bir şarkı 


16. Adını sevdiğin bir şarkı 


17. 17 yaşında olmak hakkında bir şarkı 


18. Sana birini hatırlatan bir şarkı 


19. Öfkeli olmak hakkında bir şarkı 


20. Adı akronim olan bir şarkı 


21. Gecenin 3'ünde dinlediğin bir şarkı 

22. Adı uzun olan bir şarkı 


23. Sahilde dinlenecek bir şarkı 


24. Bütün gün aklına takılan bir şarkı 


25. Farklı dilde bir şarkı 


26. Uyumana yardımcı olacak bir şarkı 


27. Şu an nasıl hissettiğini anlatan bir şarkı 


28. Eskiden nefret ettiğin ama artık sevdiğin bir şarkı 


29. Romantik bir buluşmada çalınacak bir şarkı 


30. Bizle paylaşmak istediğin bir şarkı 


Dizi Yorumu | Something About 1 Percent

Herkese merhaba. Bu yazımın konusu yumuş yumuş bir aşk dizisi olan Something About 1% ya da bir diğer adıyla 1% of Something.




Dizideki başrol kızımız bir öğretmen ve öğrencileriyle okul bahçesinde ders işlediği sırada bir amcanın düştüğünü görüp onu hastaneye götürüyor, ayrıca bu amcamızın refakatçisi olup hastane ve yol masraflarını karşılıyor. Dedemiz ise kızımız Da Hyun'un bu davranışını vefat etmiş eşine çok benzetiyor ve Da Hyun'un,torunu Jae In'i iflah edebileceğini düşünüp vasiyetini değiştiriyor. Vasiyetinde bütün mal varlığını Da Hyun'a bıraktığını, iki erkek torunu Jae In ve Tae Ha'dan hangisi Da Hyun ile evlenirse bu mirasa ortak olacağını söylüyor. Bundan sonrasında ise Da Hyun ve Jae In arasında gelişen ilişkiyi izliyoruz.

Dizide neleri sevdim?

Yumuş yumuş, eğlencesi ve romantik sahnesi bol bir diziydi. Başrol karakterleri fazlasıyla sevdiğim için bu diziyi yeniden izledim. Akıcı bir dizi olduğunu da söyleyebilirim. Bir gün içerisinde bitirdim diziyi. Kafayı dağıtmak ve hayatınıza romantizm katmak için harika bir dizi diyebilirim. Klişelere ve hayatlarının farklılığına rağmen Jae In'in aşkının peşinden gitmesi ve sevdiği kadına vakit ayırmak için uğraşması, klişe ayrılıklar yaşamamalı güzeldi. Dizi içerisinde bir kez ayrıldılar o da finale doğruydu. Bir bölüm falan sürdü. Klişe demişken bol bol Kore dizisi klişeleri var :D 

Dizide neleri sevmedim? 

Dizide sevmediğim iki şey var; kıskançlık sahnelerinin fazlasıyla abartılmış olması ve eski sevgili krizi. Kıskançlık sahnelerinde delirdim durdum. Yani erkek arkadaşın olmasın, açık giyinme muhabbeti falan benim çok gözüme çarptı çünkü gerçek hayatta da bunlara katlanabilen biri değilim. Ayrıca o eski sevgili nedir ya öyle şeytaan! 

Ben diziyi türkçe altyazılı bulamadığım için ingilizce altyazılı olarak izledim


Diziden kaydettiğim replikler: 







Dizi Yorumu | Pinocchio (2014)

Şu anda izlediğim diziyi bitirmediğim için öncelikli olarak 2014 yılında izlediğim Pinocchio dizisinin yorumu ile karşınızdayım. 


Ha Myeong ailesi ile mutlu bir hayat sürüyordur lakin bir fabrikada çıkan yangında itfaiye şefi olan babasının ekibi hayatını kaybeder ve babasının bedeni bulunamaz. Olayı kapatmak isteyen insanların bütün suçu Ha Myeong'un babasına atması ile hayatı alt üst olur ve annesinin onunla birlikte intiharından kurtulan tek kişidir. Onu bulan yaşlı amcamız ise Ha Myeong'a sahip çıkar ve onu kendi oğlu gibi yetiştirir. Amcamızın bir diğer torunu In Ha ise pinokyo hastalığından muzdariptir ve yalan söylediğinde hıçkırmaya başlar. Ha Myeong ile In Ha'nın arası ise başlangıçta iyi olmasına rağmen In Ha'nın annesinin kendi babasını suçlayan muhabir olmasını öğrenmesiyle Ha Myeong araya mesafe koymaya karar verir. 

Dizide Ha Myeong ve In Ha arasındaki romantizmi ve ayrıca geçmişte saklı kalmış sırların ortaya çıkarılmasını istiyoruz. 

Dizide neleri sevdim?

Yan karakterlere bayıldım! Ayrıca muhabirlik hakkında yapılan en güzel dizilerden biriydi. Aşk kısmı da güzeldi tabi ama biraz garip olabiliyor. Dizinin ostları ise harikaydı! Komik sahneleri de vardı diyebiliriz. 

Dizide neleri sevmedim? 

Bir karakter var ona deli oldum. Bir de Park Shin Hye'nin oyunculuğu biraz donuk geliyor bana ama göz ardı edilebilir seviyedeydi diyebiliriz.




Dizi Yorumu | Extraordinary You

Art arda paylaştığım polisiye dizilerin ardından bir tane de sevimli bir dizi paylaşayım dedim. Twitter kullanıyorsanız ya da dizileri takip ediyorsanız mutlaka biliyorsunuzdur Extraordinary You dizisini. 



Yaşadığı tuhaflıklar ve gözünü kapatıp açtığında farklı bir zamanda ve yerde olduğunu fark etmesiyle Dan Oh öncelikle hasta olduğunu düşünür lakin sonrasında öğrenir ki bir çizgi romanın içinde yaşamaktadır. Bilincini kazandıktan sonra neden hayatını kendi istediği gibi yaşayamadığını sorgular ve yazara karşı gelerek kendi yolunu çizmeye karar verir. İşte bu noktada vaktinin az kaldığını öğrenir çünkü Dan Oh doğuştan kalp hastasıdır ve yazar onu çizgi romandan çıkarmaya karar vermiştir. 

Yayınladığı sıra izlemiştim bu diziyi. O zamanlar daha heyecan vericiydi benim için. 

Dizide neleri sevdim?

Haru karakterini sevdim. Keşke donuk bir karakter olmasaydı.. Gülmek isteyenler için güzel bir seçenek çünkü birçok komik sahnelerden oluşuyor. Ayrıca çizgi romanda yaşadıklarını fark eden herkesin öncelikle kendini başrol sanmasına bayıldım. Aynı şeyi biz yaşasak biz de aynı şekilde düşünürdük sanırım :D Bilinci uyanan karakterlerin kişilik değişimleri de güzel aktarılmıştı. 

Dizide neleri sevmedim? 

Dizinin saç baş yolduran birkaç sahnesi vardı ki beni çıldırttı. Ayrıca finali beni tatmin etmedi de diyebiliriz. 

Başroller ve komik sahneleri namına izlenebilir.


Film Yorumu | Midnight Runners

Evde kaldığımız bu günlerde izleyebileceğiniz çerezlik bir filmin yorumu ile karşınızdayım.

Filmde polis okulundaki iki öğrenci eğlenmek için dışarı çıktıkları bir günde bir kaçırma vakasına şahit olurlar. Bulundukları bölgedeki karakola gidip olayı bildirirler lakin bütün ekip zengin başkanın kaybolan torununu aramak için emir almıştır. Üstlerinden yardım alamayacaklarını anlayan ikilimiz davayı kendileri çözmeye ve suçluları yakalamaya karar verirler. 

Yorumuma gelecek olursak komik sahnelerinden dolayı izlenebilir fakat herkes sonuna kadar dayanabilir mi? Hayır. Ayrıca bir yerden sonra olaylar aşırı hızlı aktı. Dedim ne oluyor? Ah bir de tartışılabilecek yönü çoktu ama çerezlik olduğu için es geçiyorum. Canım sıkıldı ne yapsam dediğiniz vakitlerde izleyebilirsiniz. 


Komik bir sahneydi


3/5 (Oyunculukları ve karakterleri sevdiğimden, ayrıca güldüğüm için verdiğim bir puan)

Dizi Yorumu | 38 Task Force/Squad 38

Dolandırıcılık nasıl yapılıyor diye merak edenleri 38 Task Force izlemeye davet ediyorum. 



Dizide Vergi Dairesi'nde çalışan memur Baek Sung Il, vergi borçlarını ödemeyen zenginlerden vergilerini legal yollarla alamayacağını fark edince zeki bir dolandırıcı olan Yang Jung Do ile anlaşma yapıp ekip kurmasını ve bu insanları dolandırarak vergileri toplamasını izliyoruz. Bir de küçük bir intikam planı var tabi.

Bizim ekip

Dizi 2016 yılında yayınlandı. Ben o sıralar izlemiştim fakat canımın sıkıldığı şu günlerde dedim ki eskiden izlediğim ve sevdiğim dizileri neden yeniden izlemiyorum? Sonuç olarak buradayım :D 

Dizide neleri sevdim? 

Senaristin zekasına hayran kaldım dizi boyunca ki kendisi Bad Guys'ın da senaristiymiş aynı zamanda. Beni hiç şaşırtmadı diyebiliriz. Finaldeki Bad Guys göndermesi ise harikaydı. İzlemeyen insanlar anlamadılar büyük ihtimalle... Neyse konudan sapmayalım. Dizi 16 bölüm olduğu için bir noktada işlerin heyecanını kaybedeceğini, artık sakin gideceğini düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. 16 bölüm boyunca heyecan doruktaydı ve her bölümü "Ay şimdi ne olacak?" diye diye izledim. Ekran başında tuttu beni. Ayrıca usta dolandırıcı dahi olsalar başarısız oldukları birkaç şeyin olması ve bunların da gösterilmesi daha gerçekçi yapmıştı diziyi. 

Dizide neleri sevmedim? 

Bence gereksiz karakterler vardı dizide. Geçmişte yaşanmış bir ilişkiyi gösterdiler lakin günümüzde aşk yoktu. Eh kızı da göstermediniz o kadar çok. O zaman ne gereği vardı? Ayrıca polis yüzünden saçımı başımı yolacaktım. 

Diziden replikler: 




Kılıktan kılığa girdiler dizi boyunca

Nolursun yeni dizi çek







Dizi Yorumu | Bad Guys (2014)

Tekrar tekrar izleyip durduğum Bad Guys dizisinin yorumu ile karşınızdayım. 


En sevdiğim polisiyelerden biri olan Bad Guys'ta, kadınları vahşice öldüren bir seri katili yakalamaya çalışırken öldürülen polis memurunun ardından bu davayı çözmesi için eski bir dedektife yetki verilmesini ve bu dedektifin de kendine hapis yatan bir seri katil, bir kiralık katil ve bir çete liderinden oluşan bir ekip kurmasını izliyoruz. Tabi ki çözdükleri dava sadece bunla kalmıyor, polisin yetersiz kaldığı davalarda bu ekibimiz ortaya çıkıyor. Suçlular nasıl oldu da yardım etmeye karar verdi diye soracak olursanız cevabı çok basit: Yakaladıkları suçlu başına ceza indirimi almaları kararlaştırılıyor.

Dipnot: Ben diziyi Türkçe altyazılı izlerken fark etmemiştim. İngilizce altyazılı dinlerken fark ettim. İzlemek isteyen olur da anlamaz benim gibi diye şunu söylemek istiyorum ki hapisten çıkarıldıklarında takip edilmek için ayak bileklerine GPS'li kelepçe(?) takmaları isteniyor. Bizimkiler tabi karşı çıkıyor, gururuma yediremem modunlar. Sebebi ise Kore'de bunu cinsel suçtan yargılanan insanlara takıyorlarmış. 

Dizide neleri sevdim? 

OCN yapımı olmasının dışında her karaktere odaklanmasını ve olayı çözümlemelerini izlemek benim için çok iyiydi. Dövüş sahnelerinin hastasıyım ve bu dizide bol bol vardı. Genelde polisiyelerde işin içine ufaktan aşk katıyorlar ama OCN yapımı bir polisiye izliyorsanız imkanı yok diyebiliriz :D Bir noktada olaylar güzel bağlandı diyebiliriz. Diziyi çok sevdiğim için neyi sevdiğimi anlatamıyorum. Bana göre Kore'den çıkmış en güzel yapımlardan biri çünkü....


Dizide neleri sevmedim?

Dizide alt yandan atılan bakışlar beni delirtmedi desem yalan olur. Ayrıca dedektifin kaba saba hareketleri saçımı başımı yoldurdu bir ara. Seri katil karakterine de verdikleri saç sinirlerimi bozdu. Her dizide olduğu gibi bu dizide de karakterleri abartma vardı ama beni mutlu etti genelde. Sadece bir bölümde koca bina dolusu insanla kavga ettiler. Dedim yuh daha neler. Bina az olmuş, semti toplayıp gelseydiniz... Ah bir de dizinin finalini açık bitirdiler. Ben ikinci sezon gelecek sandım, bekledim. Geldi de 3 yıl sonra, başka bir kadroyla....

Diziden replikler: 







Dizi Yorumu | Tell Me What You Saw

Ev karantinasının 10. gününden herkese merhaba. Daha yeni final yapmış Tell Me What You Saw dizisinin yorumu ile karşınızdayım. 

16 Bölüm
60 dakika

Dizide 5 yıl öncesinde bir seri katili yakalamaya çalışırken nişanlısını kaybetmiş profil uzmanının, Bölge Soruşturma Birimindeki bir takım liderinin ve hafızası çok iyi olan çaylak bir polisin 5 yıl önce trafik kazasında öldüğü düşünülen fakat geri dönmüş bir seri katili yakalamaya çalışmalarını izliyoruz. Polisiye dizilerimizin vazgeçilmezlerinden olan polis içi yozlaşma ve davaların üstün körü araştırılıp kapatılması da söz konusu. 

Dizide neleri sevdim? 

Açıkçası OCN yapımı olduğu için başladım diziye. Çaylak dedektif ve profil uzmanı karakterlerini sevdim diyebiliriz. Yaptığı ters köşeler güzeldi. Konuya bakıp OCN yapımı olduğunu da görünce maksimum 12 bölüm olur diye düşünmüştüm fakat bu 16 bölümü güzel güzel geçirdik. Sadece bu konuya odaklanmayıp birkaç dava çözdükleri için de ayrı güzeldi. Finali de bir noktada güzeldi. 

Dizide neleri sevmedim? 

Benim gibi polisiye dizileri çok seviyorsanız ve OCN yapımlarına aşinaysanız dizide çok büyük bir sürpriz yok. Katilin kim olduğunu, dizi içindeki şaşırtmaları, neler olacağını vs önceden anlayabiliyorsunuz alıştığınız için. Şaşırttığı noktalar vardı ama klişeleri de çoktu benim gözümde. Lisedeyken profilci olmak istediğim için bu karakterlere bir ilgim var. O yüzden izlemeye devam ettim ve merak ettim neler yapacaklarını diyebiliriz. 



Dizi Yorumu | Itaewon Class

Bir süredir Kore dizileri izlemiyordum/izleyemiyordum. Bu döngüyü kıran ve bu hafta final yapan Itaewon Class yorumum ile karşınızdayım. 


Zenginlerin hükmünün geçtiği bir dünyada Park Sae Ro Yi, yeni okulunun ilk gününde sınıf arkadaşlarından birinin zorbalığa uğradığını, kimsenin yardım etmediğini ve hocaların sessiz kaldığını fark edince zorba Jang Geun Won'u durdurmaya çalışır ve en sonunda ona yumruk atar. Bilmediği şey ise Jang Geun Won'un babası, Jangga restoran zincirinin sahibidir ve Sae Ro Yi'nin babasının patronudur. Önce özür dilemediği için okuldan atılır, ardından babası işinden olur. Hayatlarının değişmesi ile küçük bir restoran açmaya karar verirler lakin Sae Ro Yi'nin babası araba kazasında vefat eder. Suçlu ise Jang Geun Won'un ta kendisidir. Asıl suçlunun Geun Won olduğunu lakin başka birinin suçu üstlendiğini öğrenen Sae Ro Yi çıldırır ve Geun Won'a saldırır. Ardından da cinayete teşebbüsten hapse girer. 

İşte olaylarımızın asıl başlangıcı bu. İntikam almak isteyen Sae Ro Yi, 10 yıl sonra Jangga'nın en işlek pubının olduğu Itaewon'da kendi pubını açar. Amacı Jangga'yı yerinden edip Kore'nin en iyi restoran zincirini kurmaktır. 


Dizide neleri sevdim?

Dizide tabuları yıkmaya yönelik çok fazla şey vardı. Transeksüel birinin olması, babası Koreli olmasına rağmen ten renginden dolayı kabul edilmeyen karakter vs.. Bu konuda ırkçılık ve insan hakları konusuna değinmeleri çok güzeldi. Her karakterin ayrı bir hikayesi vardı az ya da çok. Bunların gösterilmesi ve karakter gelişimlerinin işlenişine bayıldım. Ayrıca dizinin şarkıları harika. Çoğuna bayıldım diyebiliriz. 

Dizide neleri sevmedim? 

Soo Ah karakterinin taraf seçme muhabbeti, intikam konusundaki bazı işlenişler ve aşk hayatının bu kadar yavaş oluşu hiç hoşuma gitmedi. Yani dizinin ana konusu aşk değil o yüzden arka planda kalmasını anlıyorum ama son bölümde olmasaydı aşk sahnesi keşke... Olan sahneler de beni mutlu etmedi zaten.. 











Dizi Yorumu | The Gifted (2018)

Herkese merhabalar. 
Evde kaldığım süre içerisinde yayınlayacağım blog yazılarına dizi yorumlarım ile devam ediyorum. Bu yazının konusu ise Tayland yapımı The Gifted. 


13 Bölüm
35-40 dakika
"Hiç kendinize neden bu kadar çok çalışmanız gerektiğini sordunuz mu? Daha önce hiçbir öğretmeninizin sizi anlamadığını düşündünüz mü? Hiç neyi isteyip istemediğinizi dikkate almayan okulun aptal sistemi yüzünden hayal kırıklığına uğradınız mı? Hiç okulun yetenekli öğrencilere hevesli olduğunu ama ne kadar acı çektiğimizi neden umursamadığını merak ettiniz mi? Ve buna neden katlanmak zorunda olduğumuzu?" [1]

Şimdi gözlerimizi kapatıp bir lise hayal edelim. Öğrencilerin sadece okula girdikleri yıllara göre değil ayrıca akademik başarılarına göre de sınıflandırıldığı, en başarılı sınıfa her yönden ayrıcalık tanındığı bir lise. İşte Ritdha Lisesi tam olarak böyle bir okul. 

Ritdha Lisesi'nin aynı zamanda Gifted Programı adlı bir programı daha bulunuyor ve sadece belli başlı öğrenciler bu programa geçebiliyor. Okulun en ayrıcalıklı öğrencileri olan Gifted öğrencilerinin seçilmesi ve bu öğrencilerin dersleri ise ayrı bir gizem konusu. Zira herkes başarı ile alakalı olduğunu düşünürken değerlendirme sınavı sonucu okulun en vasat sınıfı olan 4-8'den Pang Gifted Programına kabul ediliyor.

Peki ya neye göre seçiliyor Gifted öğrencileri? 

"Canlı organizmaların her zaman evrimleşir. Bir engel gördüklerinde değişmeye hazırdırlar. İnsanlar da böyledir, kendini geliştirmeye açıktır. Özel güçler ise insanın beyninde gizlidir. Öyle ki Ritdha Lisesi beynin yapısını değiştirmesi için onu uyaracak sonik dalgalar göndermenin bir yolunu bulmuştur."

Wave karakterinin de dediği gibi; "Neden mi Gifted Programındasınız? Çünkü hepimiz olağanüstü hale geliyoruz." [2]

Diziyi GMMTV Youtube kanalı üzerinden izleyebilirsiniz  


Dizide neleri sevdim?

Diziye dair sevdiğim aslında çok fazla şey var. Mesela öğrencilerin özel güçlerinin şekillendiren şeyin onların karakteri ve ilgi alanlarının oluşu diziyi daha güzel hale getirdi. Diziye dair sevdiğim şeylerden biri de her bir bölümde başka bir karakterin gelişimine odaklanıyor oluşu. Doğru ya da yanlış. O kişinin bakış açısını gösterip bir şekilde büyümelerini sağlıyor. Ayrıca tamamen ciddi bir havasının olmaması, güldürmesi çok hoşuma gitti. Soluksuz izledim diziyi. Ah bir de herkesin ders çıkarabileceği güzel sözler vardı dizide. Sadece o karakterlerle ilgili değil, hayatımızda uygulayabileceğimiz şeylerdi bunlar. 

Dizide neleri sevmedim? 

Beni rahatsız eden, sevmediğim bir şey olmadı izlerken. Hah tabi ki diziyi izlerken göze batan, "eh yok artık" dediğim şeyler oldu ama konusu süper güçlerle alakalı olduğu için normal geldi böyle şeyler. 


Diziden aldığım ekran görüntüleri: 


Bu ikilinin sahnelerinde çok güldüm



Yakışıklım için başlamıştım diziye. 


[1],[2]= GMM TV Youtube kanalındaki çeviriden alıntıdır. 

Film Yorumu | The Witch Part.1: The Subversion

Birkaç aydır izlemek istediğim lakin yeni izleyebildiğim The Witch filminin yorumu ile karşınızdayım. 

2018 Yapımı
128 Dakika

Çocuklar üzerinde deneyler yapan ve onlara insanüstü güçler kazandıran bir enstitüden kaçan Ja Yoon'u hayvancılıkla uğraşan yaşlı bir çift yaralı halde bulur ve sahiplenir. Kendi başına çok fazla süre hayatta kalamayacağını düşünen doktor ise peşine düşmez. 10 yıl sonrasında ailesinin maddi durumunun kötüye gitmesi ve annesinin alzheimer hastası olması sonucu paraya ihtiyaç duyan Ja Yoon, televizyonda yayınlanan bir şarkı yarışmasına katılır ve enstitünün yeniden ilgisini çeker. 

Yorumuma gelecek olursak beklentim aşırı yüksekti. Kim Da Mi karakter için harika bir seçim olmuş. Ayrıca Choi Woo Shik bu rolde harikaydı. Bayıldım! Fakat çok göremedik. Film aşırı hızlıydı. "Yahu ne oldu açıklayın artık" diye diye durdum izlerken. Fazla hızlı olduğu için boş kalan yerler oldu kafamda. Üçleme olarak planlanmış film. Bakalım nasıl devam edecek.

2/5 


Dizi Yorumu | My Mr. Mermaid

Ev karantinasında dizi izleyip duruyorken dedim ki neden blogta da yazmıyorum bu dizileri? Öyleyse #EvdeKal diyerek yazıma başlıyorum.



Dizimiz 18 yaşındayken doping kullandığı skandalı ile maçlara çıkması yasaklanmış olan yüzücü Tang Yi Bai ile stajyer gazeteci Yun Duo'nun aşkından bahsediyor. Yi Bai, verdiği 4 yıllık aradan sonra yakın arkadaşı ile birlikte Dream Cup'ta yarışabilmek için tekrardan yarışlara katılmaya başlıyor. Bu sırada da çalıştığı gazetenin spor bölümünde olan Yun Duo ile yolları kesişiyor. 

Dizide yan karakterlerin de üzerinde durulmaya çalışılmış. Dikkatinizi çalışılmış kelimesinin üzerine çekmek istiyorum. Yan karakterler ana çifti desteklemek için olsa da 36 bölümlük dizide onların sorunlarına bana kalınırsa çok az odaklanıldı. Romantik bir dizi olmasındansa sporcuların dostluklarına, hayatlarına odaklanan bir dizi olmasını tercih ederdim
Dizide neleri sevdim?

Dizide en çok yan çifti ve Yi Bai'nin annesini sevdim. Ah bir de şarkılarını. Yan çift daha çok ilgimi çekti. Realistik bir ilişkileri vardı. Yang Yang, kadın yüzme takımının kaptanı ve habire birlikte antrenman yaptıkları için, ayrıca Yang Yang'ın koçlarına benzemesinden dolayı Rui Feng'in duyguları olduğunu kabul etmesi bir ömür sürdü resmen. Öncesinde dostluklarını da izlediğim için mutluyum ama.  Diziyi sonuna kadar izleme sebebim tamamiyle Qi Rui Feng'ti.  Zira kendisini ekranda görür görmez hayran oldum diyebiliriz. Ayrıca karakteri daha ilgi çekiciydi benim için.
 Rui Feng ve Yi Bai'nin dostluğu da çok güzeldi. Birbirlerini böylesine sevmeleri ve desteklemeleri izlerken beni çok mutlu etti. 


Rui Feng trip atıyor:




Dizide neleri sevmedim? 

Dizide sevmediğim şeylerin başında klişeleri geliyor. Yani ikinci erkek muhabbeti o kadar saçmaydı ki keşke olmasaydı. Birçok dizide olan başta yakın olan arkadaşlığın bir erkekten ve rekabetten dolayı bozulması vs gereksiz detaylardı bence. Ayrıca asıl çiftin başına habire bir şeyler gelmesi, habire bir olay olması boğdu beni diziyi izlerken. Bir şeyler olmuş ama ne olmuş diye düşünmekten kafayı yiyecektim. Dizi bir de 36 bölüm olunca uzatılmış da uzatılmış bazı olaylar, asıl olayın anlatılması falan. Ayrıca kadın yüzme takımının ne antrenman yaptığını gördük ne de yarışlarda yarıştıklarını. Eh yan çiftteki kadın karakterimiz de kadın yüzme takımının kaptanı olunca yarışmamış olması o karakteri açıklarken meydana gelmiş bir sorun oldu benim için. Sonu ise ayrı değişikti. Yani tamam ana çift mutlu mesut da yan karakterlere ne oldu? Hiçbir açıklama yapılmadı onlarla ilgili. 

Yüzme sahneleri çok güzeldi. Ayrıca Rui Feng için izlenir dizi. Tayvan Dramadan Türkçe altyazılı olarak izleyebilirsiniiz. Açılış şarkısını dinleyip diziden sahneler görmek için tık tık.







Blogger tarafından desteklenmektedir.

İzleyiciler

img { padding:5px; margin:5px; border-width: 5px; border-color: #0066CC; border-style: single; ridge }